Baris ve Sevgi Törenleri...

Büyük düsünür Haci Bektas Veli her yil 16 Agustos tarihinde baslamak üzere üc gün boyunca Hacibektas ilcesinde adina düzenlenen törenlerle anilir. Haci Bektas Veli Türbesi'nin bulundugu Hacibektas ilcesi, sayisi her yil giderek artan bir ziyaretci akinina ugramaktadir. Bu tarihler arasinda, basta türbe olmak üzere kutsal yerler ziyaret edilir, kurbanlar kesilir, asureler kaynatilir, sazlar calinir, deyisler söylenir, semahlar dönülür. Kuskusuz bununla yetinilmez. Haci Bektas Veli'nin caglari asan düsüncesine kosut olarak kültürel ve sanatsal etkinliklere de yer verilir. Yerli ve yabanci bilim adamlari panellerde bildirilerini sunarlar, acik ve kapali mekanlarda tiyatro gösterileri yapilir, sanatcilar-yazarlar imza günlerinde ve söylesilerde halkla bütünlesirler; resim, fotograf, karikatür sergileri düzenlenir.On yildan bu yana etkinliklere uluslararasi bir icerik de kazandirilmaya calisilmaktadir. Ilk kez bu yil, Haci Bektas Veli Dostluk ve Baris Ödülü'nün, Rus asilli Fransiz Türkbilim uzmani Prof. Dr. Irene Melikoff 'a verilmesiyle anma törenlerine uluslararasi boyut kazandirilmasinda önemli bir adim atilmis oldu.

Anlam ve icerik bakimindan cesitlilik ve zenginlik gösteren ve her yil daha fazla artan bir ilgiyle izlenen bu etkinliklerin anlam ve önemi nedir? Neden 16 Agustoslar?..

Cumhuriyet ve Aleviler

29 Ekim 1923 tarihinde ilan edilen Cumhuriyet, Osmanli'nin 600 yili askin bir süredir egemen oldugu topraklar üzerinde yasama gecmistir. Cagdaslasmak, cagin uygarlik düzeyine ulasmak ilkesiyle yola cikan Türkiye Cumhuriyeti'nin genc mimarlari, Osmanli'nin egemen kildigi ortacag kurum ve kurallarini ortadan kaldirmak, yerine cagdas kurum ve kurallari egemen kilmak icin hemen kollari sivadilar. Türk Medeni Kanunu, Egitim Birligi Kanunu, Borclar Kanunu, Türk Ceza Kanunu gibi düzenlemelerle cagdas hukuk sistemine gecildi. ''Türkiye devletinin dini Islamdir'' maddesi anayasadan cikartilarak laiklik ve cagdaslik yönünde yasamsal bir adim atildi.

Osmanli'nin egemen kildigi tüm cagdisi siyasal, sosyal, hukuksal düzenlemeler ve uygulamalarin yerini birer birer cagdas düzenlemeler ve uygulamalar almaya basladi. Bunlarin her biri basli basina birer devrimdir. Bu devrimci düzenlemeler icerisinde biri vardi ki, bu düzenleme Alevi - Bektasi toplumunu cok yakindan ilgilendiriyordu: Tekke ve Zaviyelerin Kapatilmasi ve Bazi Ünvanlarin Kullanilmamasina Dair Kanun. Alevi-Bektasi toplumu bu düzenleme sonunda geleneksel ibadet yerinden olmustu. Tekkesi kapatilmisti.

Kapatilan bu yerlerden en önemlisi, Bektasi tekkelerinin ruhani merkezi niteligindeki (Sercesme) Haci Bektas Veli Türbesi'nin de icerisinde oldugu Haci Bektas Veli Tekkesi idi. Oysa Kurtulus Savasi'na maddi ve manevi olarak en büyük destegi Alevi-Bektasi toplumu vermisti. Kurtulus Savasi'nin altyapisini olusturmak amaciyla, Mustafa Kemal Pasa, 19 Mayis 1919 tarihinde Samsun'dan baslattigi, 27 Aralik 1919 tarihinde Ankara'da bitirdigi uzun yürüyüsün 22 Aralik 1919 tarihli ayaginda Hacibektas kasabasina da ugramis, 22-23 Aralik 1919 tarihinde burada bir gece konaklamisti. Bu ziyaret sirasinda Celebi Cemalettin Efendi ve Tekke Postnisini (Dedebaba) Salih Niyazi Efendi ile görüsmüs, onlarin Kurtulus Savasi'na tam destegini almisti. Alti yüz yillik Osmanli egemenligi sirasinda büyük kiyimlara ve baskilara maruz kalan Alevi-Bektasi toplumunun liderleri, esitlikten, cagdasliktan, ulusalliktan, baristan bahseden Mustafa Kemal Pasa'yi ''kilik degistirip yeniden yasama dönen Hünkar (Haci Bektas Veli) olarak degerlendirmislerdir. Mustafa Kemal Pasa'nin, bu ziyareti sirasinda Cemalettin Efendi ile yaptigi özel görüsmede, Kurtulus Savasi'nin utkuyla sonuclanmasindan sonra cumhuriyet kurma düsüncesinde oldugunu ilk kez burada acikladigi tarihsel bir gercektir. Cünkü o, Alevi-Bektasi toplumunun, ortodoks inancin egemen oldugu Osmanli yönetimi ile olan derin celiskisini cok iyi degerlendirmisti. ''Yürü bre Hizir Pasa / Senin de carkin kirilir / Güvendigin padisahin / O da bir gün devrilir'' ( Pir Sultan Abdal ) dizeleri, onlarin yüzlerce yillik ozlemini dile getirmekteydi. Alevi-Bektasi toplumunun tüm destegini alan Mustafa Kemal Pasa, 23 Nisan 1922 tarihinde kurulan ilk Meclis'e Cemalettin Efendi'nin Kirsehir milletvekili olarak katilmasini ve Meclis baskani vekilligine secilmesini saglamisti.

Ilk bakista, cumhuriyetin kurulmasinin ardindan tekkesini, babasini, dedebabasini, dedesini kaybeden Alevi-Bektasi toplumunun bu olaya tepki göstermesi veya en azindan kirginlik göstermesi gerekirdi, diye düsünülebilir. Hayir. Alevi-Bektasi toplulugu uygulamayi kendileri icin bir sorun olarak görmedikleri gibi bu uygulamayi, cumhuriyetin töm kurum ve kurallariyla yerine oturmasi yolunda ileriye dönük bir adim olarak görmüstür. Cünkü, devrim yasalarini cikaran Büyük Millet Meclisi onun yüzlerce yillik özlemine ve gereksinimlerine yanit vermekteydi. Artik onun tekkesi orasiydi.

Haci Bektas Veli

XIII. yüzyilda bir dervis Horasan'dan yola cikar ve yedi haneli Sulucakarahöyük (bugünkü Hacibektas) köyüne yerlesir. Ortacagin tüm acimasizligi, yoksulluk, esirlik; savaslar, yagmalar, kiyimlar, dinsel baskilar her yerde egemen. Bu bulanik ve korku dolu ortamda Sulucakarahöyük'teki dervisten bir ses yükselir:

- Ara bul.

- Kadinlari okutunuz.

- Incinsen de incitme.

- Eline, diline, beline sahip ol.

- Arifler hem aridir hem aritici.

- Insanin cemali sözünün güzelligidir.

- Nefsine agir geleni kimseye tatbik etme.

- Hicbir milleti ve insani ayiplamayiniz.

- Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanliktir.

- Düsünce karanligina isik tutanlara ne mutlu.

- Düsmaninizin dahi insan oldugunu unutmayiniz.

- Keramet nardadir sacda degildir / Keramet bastadir tacda degildir / Her ne arar isen kendinde ara / Kudüs'te, Mekke'de, Hac'da degildir. Bu sese tüm Anadolu insani kulak verdi. Türküyle, Rumuyla, Ermenisiyle, Müslümaniyla, Hiristiyaniyla. Mevcut yönetsel ve dinsel sistemin mutlu edemedigi, gereksinimini karsilamadigi, baski altinda tutulan yoksul Anadolu insani onun cevresinde bir sevgi cemberi olusturdu. Bu dervis, simdilerde kendi adiyla anilan Hacibektas ilcesinde yatmaktadir. Ona yakin olmak, emin ''riyazini ve nefesini'' arkasinda duymak isteyen insanlarin yogun cabalari sonucu Bakanlar Kurulu karari ile Haci Bektas Veli Türbesi'nin müze olarak acilmasina izin verilmis ve türbe 16 Agustos 1963 tarihinde ziyaretlere acilmistir.

Sonuc: Insani en yüce deger olarak gören, sevgi ve hosgörüyü savunan, düsünceleriyle caglari asan ve insanlik var oldukca düsünceleriyle yasayacak olan Haci Bektas Veli adina ilk anma töreni, acilis tarihinden 1 yil sonra, 16 Agustos 1964 tarihinde düzenlendi. Daha sonraki yillarda tüm baskilar ve engellemelere karsin her yil 16 Agustos tarihinde düzenli olarak gerceklestirilen anma törenleri geleneksel hale geldi.

Günümüzde yeni dünya düzeni olarak adlandirilmakta olan emperyalizmin gelistirmeye calistigi dinsel yobazliga ve kafatasciliga karsin, Hacibektas ilcesinin meydanlarinda, salonlarinda, parklarinda sevgi, hosgörü ve baris mesajlari yine yükselecek mikrofonlardan. Günümüzde daha cok anlam kazanan bu degerleri, alcakgönüllü bir Anadolu kasabasi olan Hacibektas'ta yasatmak yolunda, 35 yil önce ilk adimi atanlar ve bu gelenegin sürmesine katkida bulunanlara duyulan gönül borcu sonsuzdur.

Ulas Dincer
Hacibektas Dernegi Baskani 1999

Geri Alevi Homepage'ine