Taklit, İslam ve Alevilik:
Ak sakallı Amca:
" Evlat bu tanımlama güzel olmasına güzelde, manayı hep kitabi
bir satırdan vermişsin. Maarifet manayı sadr (gönülden)dan vermektir.
Bu yol aşıkların yoludur. Aşık olan, AŞK' ın ALEVİ'nde
yanar. Hakikat, ALEV de yanmaktır. Bu sebeple bizler ALEVİ'
yiz. Çünkü AŞIK olup ALEV de yananlardanız. Ama
nadan olan, ALEVİ' n çevresinde döner durur. İçinde vesvese vardır.
Hakikatı, ALEV 'i tanımlamak zanneder. "ALEV
şöyle yakar, böyle ısıtır vs." der. Ama aslolan ALEV'e girip
yanmaktır. Çölde gezinen BEDEVİ ısınmak için ateş yakar, onun
ALEV'inde ısınmak için. Ama kesret çölünde yani çokluk aleminde
gezinen ALEVİ, kesretin ardı! ndaki vahdeti yani birliği görmesine
engel olan kendi benliğini yok etmek için ateşi yakar . BEDEVİ,
yanlışlıkla eli ateşe değdiğinde sızlanır, yakınır. Ama ALEVİ
ateşte yanar. BEDEVİ olan yakınır ama ALEVİ
olan yanar. Çünkü ALEVİ, ALi' EVİ'ne
dahil olmuştur, ama BEDEVİ, BED yani kötülük
EVİ'ne dahildir.
İşte evlat, ALEVİLİK, İslam içinde mi yoksa İslam dışında mı olmuş,
bu çok önemli değil. Bırak bu işi BEDEVİ olan yapsın. Ama sen
ALEV'in içindemisin, budur önemli olan. Zaten ALEV
de yandıktan sonra geriye ne iç kalır nede dış. Geriye sadece KÜL
kalır. KÜL, aynı zamanda bütün, hepsi demektir.
KÜL olan hem içtedir hemde dışta yada ne içtedir nede dışta. Orada
ne tanımlama vardır, ne söz vardır, sadece sükut vardır, suskunluk
vardır. Mevlana der ki;
Dün gece akıl ile söyleşip durdum.
O' na "Hakikatın sırrı nedir" diye sordum,
"Dinle" dedi bana, bu bilinir, söylenmez
O sustukça, ben sırrı kavrıyordum.
Evlat, bu sözlerimi sakın nasihat olarak alma. Çünkü NASihat NASS
olandır. Nass olan; önceden söylenmiş, kalıplamış, nakil olarak dilden dile
gelendir, tekrar edilmiş olandır. Sakın tekrar edilmiş söze ülfet eyleme. Çünkü
tekrar etmek, taklit etmektir. Taklit etmek ise, Gaybi'nin dediği gibi;
"Taklitte tok olan, Hakikatte aç olur." Eğer tok olmak istersen,
başkalarının hakikatına yani NASS olana değil, HAS
olana yani kendi hakikatına mazhar ol. HAS olan hakikatına
ermek dilersen, kendini dinle ve sükut eyle, eyleki sükut-u aşka
uğrayasın, ama özüne, söz katarsan yani HAS olana Nefsini
katarsan, HAS, Nass olur, işte o za! manda sükut-u
hayale uğrarsın"